Bir çocuğun beyin gelişimi, yaşamının ilk yıllarında adeta bir yapı inşasına benzer: Her tuğla, gelecekteki öğrenme yeteneğini, davranışlarını ve duygusal dengesini etkiler. Bu inşaatta kullanılan malzemelerden biri de şüphesiz beslenmedir. Ancak günümüzde, yoğun tempolu hayatlar, reklamların etkisi ve hazır gıdalara kolay ulaşım gibi etkenler, çocukların beslenme alışkanlıklarını olumsuz yönde şekillendirmektedir. Sonuç? Artan abur cubur tüketimi ve beraberinde gelen zihinsel gelişim sorunları.
Bu yazıda, çocuklarda abur cubur tüketiminin zihinsel gelişim üzerindeki etkilerini bilimsel temellere dayanarak açıklayacak, aynı zamanda anne babalar için umut dolu ve uygulanabilir öneriler sunacağız.
“Abur cubur” terimi genellikle düşük besin değeri, yüksek kalori, şeker, doymuş yağ ve katkı maddesi içeren yiyecekler için kullanılır. Örnek olarak;
Şekerli ve gazlı içecekler
Paketli cips ve bisküviler
Şekerlemeler, çikolatalar
Fast food ürünleri (hamburger, pizza, nugget vs.)
Bu gıdalar kolay tüketilebilir ve cazip olsa da, çocuğun gelişen beynine gereken “besleyici yakıtı” sağlamaktan oldukça uzaktır.
Çocuklarda beyin gelişimi, doğumdan itibaren özellikle ilk 5 yıl içinde büyük bir hızla ilerler. Bu süreçte sinaptik bağlantılar kurulur, nörotransmitter üretimi artar ve öğrenme potansiyeli en üst düzeye ulaşır.
Bu gelişimin sağlıklı şekilde devam etmesi için çocukların;
Omega-3 yağ asitlerine
Vitamin ve minerallere (özellikle B12, D vitamini, demir, çinko)
Protein kaynaklarına
Yeterli miktarda kompleks karbonhidratlara
ihtiyacı vardır. Abur cubur bu temel gereksinimlerin hemen hiçbirini karşılamaz.
Çeşitli araştırmalar, aşırı şeker ve katkı maddesi içeren gıdaların dikkat süresini kısalttığını ve hiperaktiviteyi artırabileceğini göstermiştir. Özellikle renklendiriciler ve koruyucu maddeler, çocuklarda davranışsal bozukluk riskini artırabilir.
Southampton Üniversitesi (2007) tarafından yapılan bir araştırma, yapay renklendiricilerin ve sodyum benzoatın çocuklardaki hiperaktivite semptomlarını artırabileceğini ortaya koymuştur.
Yetersiz beslenme, özellikle de eksik demir ve Omega-3 alımı, çocuklarda öğrenme kapasitesini doğrudan etkiler. Beyin, öğrenme sırasında yüksek enerji tüketir. Ancak basit şekerlerle dolu bir diyet, bu enerjiyi sağlıklı şekilde sunmak yerine ani iniş çıkışlara neden olur ve bilişsel performansı zayıflatır.
Yüksek oranda işlenmiş gıdalar, serotonin ve dopamin gibi mutluluk hormonlarının düzenlenmesini etkileyebilir. Bu durum, çocuklarda duygusal dengesizlik, agresif davranışlar ve kaygı bozuklukları gibi sonuçlara yol açabilir.
Kafeinli içecekler, yapay tatlandırıcılar ve aşırı şekerli yiyecekler, çocuğun uyku düzenini altüst edebilir. Oysa uyku, özellikle öğrenilen bilgilerin uzun süreli hafızaya kaydedilmesi için hayati önemdedir.
Çocuklukta gelişen kötü beslenme alışkanlıkları sadece o döneme ait sorunlar yaratmaz. Uzun vadede;
Obezite,
İnsülin direnci,
Depresyon,
Düşük akademik başarı
gibi sonuçlarla karşımıza çıkar. Çocuğun sadece kilosu değil, özgüveni, sosyal becerileri ve yaşam kalitesi de bu durumdan etkilenir.
Zihinsel gelişim için doğru beslenmenin sihirli formülü karmaşık değil. Küçük değişikliklerle büyük farklar yaratılabilir.
Çocuklar, söylenenden çok yapılanı örnek alır. Siz sağlıklı beslendikçe, onlar da bunu doğal bir davranış olarak görür.
Örneğin:
Patates cipsi yerine fırınlanmış pancar cipsi
Gazlı içecekler yerine limonlu maden suyu
Çikolata yerine hurma ve fındık topları
Çocuğunuza paketli ürünlerdeki şeker, katkı maddesi ve yağ miktarlarını basitçe anlatın. “Okuma yazma bilen bir süper kahraman” gibi hissetmesini sağlayın.
Tamamen yasaklamak yerine ölçülü ödül sistemleriyle abur cuburu sınırlayın. “Cuma akşamı film ve ev yapımı pizza” gibi sağlıklı alışkanlıkları rutine oturtun.
Çocukların bazı yiyeceklere yönelmesi, açlıktan değil duygusal boşluktan kaynaklanabilir. Onunla daha çok vakit geçirmek, dinlemek ve anlamak, bu boşluğu doldurabilir.
Her ısırık, bir tuğla. Ya sağlam bir temel atar ya da ileride çatlaklara yol açar. Çocuklarımızın zihinsel gelişimi, onların gelecekteki potansiyelinin anahtarıdır. Ve bu anahtarı, büyük oranda biz ebeveynlerin elleri tutar.
Küçük değişikliklerle büyük farklar yaratmak elimizde. Sağlıklı bir atıştırmalıkla başlayan yolculuk, başarılı, mutlu ve dengeli bir bireye dönüşebilir. Bugün atılacak bir adım, yarının dünyasını değiştirebilir.
Stevenson, J., et al. (2007). "The role of artificial food colours and preservatives in childhood hyperactivity: a systematic review." The Lancet, 370(9598), 1560–1567.
Jacka, F. N., et al. (2011). "Association of Western and traditional diets with depression and anxiety in women." The American Journal of Psychiatry, 167(3), 305–311.
Bellisle, F. (2004). "Effects of diet on behaviour and cognition in children." British Journal of Nutrition, 92(S2), S227–S232.
Nyaradi, A., et al. (2013). "The role of nutrition in children's neurocognitive development, from pregnancy through childhood." Frontiers in Human Neuroscience, 7, 97.
World Health Organization (WHO). (2016). “Childhood obesity and nutrition.”
Ministry of Health, Türkiye. (2021). “Sağlıklı Beslenme ve Fiziksel Aktivite Rehberi.”